
Dua Nedir?
Dua rahmete açılan bir penceredir ve dua 2 türlüdür. Dilimizde yapılan dualar vardır birde fiili dualar vardır istediğimiz şeyler uğrunda uğraşmak bir çeşit fiili duadır fiili duasız dua etmek boş ok ve boş silah atmaya benzer. Gayret önemlidir. Dua bir ibadettir ve istenilen şeylerin olmaması duanın reddedilmesi demek değildir çünkü Allah en hayırlısını verecektir ahirette kul kabul olunmadığı sandığı dualarının sevaplarını görünce keşke hiçbir duam dünyada gerçekleşmese idi diyecektir.
Dua sadece 5 vakit namazın arkasından yapılan bir ibadet değildir. Allahü teâlâ ile kul arasında en kuvvetli bağlardandır. Kulun düşüncelerini Âlemlerin Rabbine iletmesi ve ondan istemesi şeklinde kurulan bir bağdır. Dua aslında harika bir kapıdır. Şartlarına uyularak dua edilmesi durumunda hayatınıza harika etkiler ettiğini göreceksiniz. PeygamberEfendimiz duayı ibadetin özü olarak anlatmıştır. Kur’an-ı Kerim’de tüm varlıkların Allahü teâlâ‘ya dua ettiği aktarılmış olup dua ibadetlerin ana parçası beyni gibidir.
Duanın kemal derecesinde kabul olunması için bazı şeylere dikkat etmek gerekir. Dualardan önce güzel amel yapmak, temiz olmak, abdestli bulunmak, kıble istikametine dönmek, dua başında Allah’a hamd ile başlamak ve salavat okumak, elleri açarak yalvarır şekilde istemek, boynu bükük sükunet ile mütevazı ve Allah’a sonsuz umut ile istemek, alçak ses ile gizlice dua etmek, Sünnet dualara yer vermek, Kur’an-ı Kerim’de geçen dualara yer vermek, Resulullahı (s.a.v.) ve Evliyaları vesile etmek, kalbinden geçmeyen duaları etmemek kalpten inanmak, herkese dua etmek 3 defa tekrar etmek gibi şartların yapılması duaların kabulünün gerçekleşmesi için oldukça faydalı olacaktır.
Niçin Dua Edilir?
Allah bizlere birçok nimetler vermiştir. Bizler, verdiği bu nimetlere karşılık Allah’ a şükretmeliyiz. Verdiği nimetler sebebiyle onu anmalıyız.
Dua, insanın Allah katındaki değerini artırır. “Ey Muhammed, de ki: Duanız olmasa Rabbim size niye değer versin.” (Furkan, 77) ayeti bunu belirtmektedir.
Dua ettiğimde içim ferahlar. Kendimi rahatlamış ve mutlu hissederim. Çünkü dua, beni Allah'a yakınlaştırır.
Ben, Yüce Allah'a olan inancımı, sevgimi dualarımla pekiştiririm. Dua ve ibadetlerim sayesinde Allah'ın beni daha çok sevdiğine ve kötülüklerden koruduğuna inanırım. Annemin, babamın ve yakınlarımın benim sağlıklı ve başarılı olmam için dua ettiklerini görüp duydukça, onlara karşı sevgi ve saygım artar. Ben de onların sağlıklı ve mutlu bir hayat geçirmeleri için dua ederim. Bunun doğal bir sonucu olarak ailemde birlik ve beraberlik duyguları gelişir.
Arkadaşlarım ve tüm insanlık için de sağlıklı ve başarılı olmaları için dua ederim. Arkadaşlarıma yaptığım dualarla onlar bana yakınlık hissederler. Onların bana ettikleri dua sebebiyle de ben onlara kendimi yakın hissederim.
Kısaca, dualarım beni Yüce Allah'a yaklaştırdığı gibi anneme, babama, yakınlarıma ve arkadaşlarıma da yaklaştırır. Onların da bana yakın olmalarını sağlar. Bundan büyük bir mutluluk duyarım.
Nasıl Dua Edilir?
Dua eden kişi gönülden dua etmeli, iyi şeyler istemeli, istediği şeyler doğrultusunda da çaba göstermelidir. Allah insanın gönlünden geçenleri bilir; ama dil ile dua etmenin çok farklı güzellikleri vardır. Dua etmenin belli bir kuralı yoktur. İçimizden geldiği gibi güzel olan her şeyi isteyebiliriz. Allah’a dua etmek için hiçbir aracı kurum ve kişiye de ihtiyacımız yoktur. Namaz kılarken Fatiha suresinde söylediğimiz gibi
“Biz ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım isteriz.”(Fatiha suresi, 4.ayet)
Kur’an-ı Kerimde ve Hadis-i fieriflerde bizim için dua örnekleri vardır:
“Rabb’imiz! Bize dünyada da ahirette de güzellik ver. Bizi ateşin azabından koru.”(Bakara suresi, 201.ayet)
“Rabb’im! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Duamı kabul eyle. Rabb’imiz! hesap görülecek günde beni, ana-babamı ve bütün inananları bağışla.”(İbrahim suresi, 40-41.ayet)
Namazda okuduğumuz pek çok sûre ve duâ ile aslında Allah’a dua ettiğimizi biliyor muyuz?
İnsanlar sıkıntıda dua ettikleri gibi genişlikte de dua etmelidir. Dara düştüğünde Allah’a sığınmak rahata erince Allah’a unutmak çok yanlış bir davranıştır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “İnsana bir sıkıntı dokundu mu gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayakta iken bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İşte o haddi aşanlara, yapmakta oldukları şeyler, böylece süslü gösterilmiştir.” (Yûnus suresi, 12.ayet) (S.A.)
Dua İbadetin Özüdür Mumsema
(Hadis_i Şerif Tirmizi Da’avat 1)
Peygamberimiz (sav) “Dua ibadetin özüdür” (Tirmizi,Deavat.) buyurarak, duanın ibadet hayatımızdaki önemine dikkat çekmiştir.
Peygamberimiz (sav), duayı beyin’e benzetmesinin hikmeti, vücudumuzda bedenin çok önemli fonksiyonundan dolayıdır. Beyin olmadığında nasıl bedenimiz hiçbir işe yaramıyorsa, Duamız da olmadığında da ibadet hayatımız bir anlam ifade etmez.
Duanın önemini gösteren en büyük kaynak olarak Rabbimiz Kuranı kerimde şöyle buyurmuştur:
“De ki: ‘’Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin.” (Furkan, 77) Buyrularak Allahın rızasını kazanmada duanın etkisi açıkça belirtilmiştir.
"De ki: Duanız olmadıktan sonra Rabbim size niye değer versin?" Yani Al*lah kullarından müstağnidir. Onlara asla muhtaç değildir. Sadece kulları is*tifade etsinler diye onlara bazı yükümlülükler vermiştir. İsyanları sebebiyle onlara azap edecektir. Kulları O'na iman etmez, O'na kullukta bulunmazlarsa Allah onlara hiç değer vermez, aldırış etmez. Çünkü O mahlûkatı kendisine ibadet etsinler, O'nun birliğini kabul etsinler, sabah akşam onu tenzih, teşbih etsinler diye yaratmıştır.
KUR’AN’DAN BAZI DUA ÖRNEKLERİ
1-“Rabbimiz! Bize dünyada da ahirette de iyilik ver ve bizi ateş(cehennem) azabından koru.” (Bakare, 2/201)
2-“Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlamızsın.Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakare,2/286)
3-“Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır(kaydırma) ve şu kafir kavme karşı bize yardım et.” (Bakare, 2/250)
4-“Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme.Bize katından bir rahmet bahşet.Şüphesiz sen bağışı en çok olansın.” Al-i İmran, 3/8)
5--“Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve Müslüman olarak bizim canımızı al.” (A’raf, 7/126)
6-“Rabbim günlüme ferahlık ver.İşimi bana kolaylaştır.Dilimdeki tutukluluğu çöz ki sözümü anlasınlar.” (Taha, 20/25-28)
7-“Rabbim ilmimi artır.” (Taha, 20/114)
8-“Rabbim beni tek başıma bırakma!” (Enbiya, 21/89)
9-“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.” (Furkan,25/74)
10-“Ey Rabbimiz! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimselerin arasına kat.” (Şuara, 26/83)
11-Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik.Dönüş de ancak sanadır.” (Mümtehine, 60/4)
12-“Ey Rabbim! Beni, bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeğe sevket ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat.” (Neml, 27/19)
13-“Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla.Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bulundurma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” (Haşr, 59/10)
HZ.PEYGAMBER’DEN (sav) BAZI DUA ÖRNEKLERİ
1-“Allah’ım! Doğru söyleyen bir dil ve teslim olmuş bir kalp lütfetmeni istiyorum.” (Tirmizi, Daavat, 23)
2-“Ya Rabbi! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet.” (İbn Mace, Dua, 5)
3-“Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve(başkalarına muhtaç olmayacak) zenginlik niyaz ediyorum.” (Müslim, Dua, 72)
4-“Ey kalpleri evirip çeviren Allahım! Kalbimi dininde sabit kıl.” (Tirmizi, Daavat, 124)
5-“Allahım! Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.” (Nesai, İstiaze, 14)
6-“Allah’ım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı, haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün hatalarımı bağışla.” (Buhari, Daavat, 60)
7-“Allah’ım acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, ihtiyarlık düşkünlüğünden ve kabir azabından sana sığınırım. Allah’ım! Bana sana karşı gelmekten sakınma duygusu kazandır.Nefsimi günahlardan arındır, çünkü onu en iyi arındıracak olan Sensin.Nefsimin sahibi ve efendisi sensin.Allah’ım! Faydasız bilgiden, ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten, kabul olmayacak duadan sana sığınırım.” (Müslim, Zikir, 73; Nesai, İstiaze, 13, 65)
8-“Allah’ım! Senden senin sevgini ve beni sana yakın kılacak herkesi sevmeyi bana nasip etmeni niyaz ediyorum.” (Tirmizi, Daavat, 73)
9-“Allah’ım! Beni güzellikler işleyip müjdesine nail olanlardan, kötülük işlediklerinde de bağışlanma dileyenlerden eyle.” (İbn Mace, 57)
Aziz okuyucularım yukarıda bazı dua örnekleri sunduk.Bu örnek duaları yine duaların en kabule şayan olduğu zamalarda samimiyetle okuyalım, mümkünse ezberleyelim, duaların bela ve musibetlere kalkan olduğunu unutmayalım. Dua ile ilgili yazdığımız son yazıyı bir kere daha gözden geçirelim.
KISA BİR DUA VE İLTİCA
Elhamdü lillahi rabbil alemin, vessalatü vesselamü ala rasulina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
Ya Rabbi! Ellerimizi semana açtık bizleri semavatından boş çevirme.
Kılmış olduğumuz namazlarımızı, yapmış olduğumuz dualarımızı, hayır ve hasenatlarımızı dergahı uluhiyyetinde kabul eyle.
Okumuş olduğumuz Kur’an’ı Kerimlerden, tesbihatlardan, salavat-ı şerifelerden hasıl olan sevabı; cümle peygamberlerin, alimlerin, salihlerin şehitlerin, gazilerin, gelmiş ve geçmişlerimizin, ümmeti muhammedin gelmiş ve geçmişlerinin ruhlarına hediye eyledik vasıl eyle.
Ümmeti Muhammedin hasta kullarına şifa dertli kullarına deva borçlu kullarına edalar ihsan eyle.
Bizlere dünyada ve ahirette iyilik ve güzellikler ihsan eyle, bizi ana-babamızı ve bütün inananları hesap gününde bağışla.
Ya Rabbi! Güvenlik güçlerimizi, karada havada denizde daima hayırlı işlerde mansur muzaffer eyle.Birlik ve beraberliğimizi bozma, fitne fesat çıkarmak isteyenlere fırsat verme ya Rabbi!
İlahi! Bizleri geçmişin tasasından geleceğin endişesinden, korkaklıktan, cimrilikten, tembellikten ihtiyarlık düşkünlüğünden, dünya fitnesinden, kabir azabından, zulmetmekten, zulme uğramaktan muhafaza buyur; günahlarımızı affeyle vicdan genişliği lutfeyle, rızkımızı helalinden eyle, vermiş olduğun rızıklara karşı kanaatkar eyle, nefsimizi günahlara kaydırma.
İlahi! Bizleri nimetlerine şükreden şakirlerden eyle, ismini aşkla zikreden zakirlerden eyle, bunca nimetleri yiyip içip de nankörlük eden gafillerden eyleme ya Rabbi.
Dinimizi, devletimizi, milletimizi ve yapmış olduğumuz hizmetlerimizi; insi ve cinni şeytanların, kafirlerin, zalimlerin, fasıkların özellikle de zamane münafıklarının şerlerinden muhafaza eyle(3 defa) bu şerli gürühün kurmuş oldukları tuzakları başlarına çevir Ya Rabbi!(3 defa)
Essalatü Vesselamü Aleyke Ya Rasulallah, Essalatü Vesselamü Aleyke Ya Habiballah, Essalatü Vesselamü Aleyke Ya Seyyidel Evveline vel Ahirin. Velhamdü Lillahi Rabbil Aleminel Fatihah.
Hz. Ömer’in Duâları
Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz, Hz. Ömer’e şu duâyı öğretmiştir:
“Allah’ım, içimi dışımdan daha hayırlı eyle! Zâhirimi (görünen hâlimi) de sâlih eyle…” (Tirmizî, Deavât, 123/3586)
{
Hz. Ömer (r.a) halîfe olup minbere çıktığında ilk sözü şu duâ olmuştur:
“Allâh’ım! Ben sert tabiatlı bir kulunum, beni yumuşak huylu eyle; zayıfım, beni kuvvetlendir; cimriyim beni cömert kullarından eyle!” (Suyûtî, Târîhu’l-hulefâ, s. 129)
{
“Ey Allah’ım! Beni ansızın yakalamandan, gaflet içerisinde bırakmandan ve gâfillerden kılmandan Sana sığınıyorum.” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 82)
{
“Allah’ım! Amelimi sâlih kıl. Yalnızca Sen’in için olan hâlis bir amel eyle ve onda başkası için hiçbir hisse bırakma! (Riyâ ve süm’aya düşürme!)” (Ali el-Müttakî, II, 675/5041)
{
“Allah’ım! Canımı ebrardan olan kullarınla beraber al. Beni şerlilerden eyleme. Beni cehennem azabından koru. Beni hayırlı ve seçkin kullarına ilhâk eyle!” (İbn Sa’d, III, 331)
{
“Allah’ım, zenginliğimi kalbime koy, Sen’in katındaki lutuflara rağbet ettir, bana ihsân ettiğin rızıkları bereketli kıl ve beni haramlardan müstağnî eyle!” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 81)
{
Ömer (r.a) sık sık:
“Ey Allah’ım! Bize âfiyet ver ve bizi affeyle!” diye dua ederdi. (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 81)
{
Hz. Ömer, “Yâ Rabbî! Benim zulmümü ve küfrümü affeyle” diye dua etti. Arkadaşlarından birisi:
“–Ey Mü’minlerin Emiri! Zülüm’ü anladık, lâkin küfür’den kasdınız nedir?” diye sordu. Hz. Ömer:
“Doğrusu insan çok zâlim, çok nankördür!” (İbrâhim, 34) âyetini okuyarak küfrân-ı nîmeti kasdettiğini bildirdi. (Ali el-Müttakî, II, 676/5046)
{
Hz. Ömer, Kâ’be’yi tavaf ederken şöyle diyordu:
“Allah’ım! Eğer beni saadet ehlinden yazmışsan orada beni sabit kıl. Eğer şekavette olanlardan yazmışsan, ismimi oradan sil ve saîdler defterine yaz. Çünkü Sen dilediğini siler, dilediğini sâbit bırakırsın. Ümmü’l-Kitap Sen’in katındadır.” (Ali el-Müttakî, II, 676/5045)
{
Hz. Ömer, gece teheccüd namazı için kalktığında şöyle dua ederdi:
“Yâ Rabbî, bulunduğum yeri görüyorsun, ihtiyâcımı biliyorsun! Allah’ım beni huzûrundan ihtiyâcı görülmüş, her türlü korku ve tehlikelerden kurtulmuş, Sen’in emirlerine derhal icâbet eden, duası kabul edilen, hatalarını affettiğin ve kendisine rahmet ettiğin bir kulun olarak döndür.”
Namazını bitirince de:
“Allah’ım, dünya üzerinde bâkî kalan bir şey göremiyorum, orada müstakîm (dosdoğru) bir hâl de yok. Allah’ım beni dünyada ilimle konuşan, hikmetle susan kullarından eyle! Allah’ım, bana fazla dünyalık verme ki azmayayım, zor durumda da bırakma ki (ibâdet ve vazîfelerimi) unutmayayım. Şüphesiz az olup da kifâyet miktarı olan mal, çok olup da (ibadet, zikir ve mes’uliyetlerden) gâfil bırakan maldan daha hayırlıdır.” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 82)
{
Kıtlık senesinde Ömer (r.a) Rasûlullah’ın mescidinde gece yarısı namaz kılıyor: “Allah’ım! Bizi kıtlıkla helak etme. Bizden belayı kaldır” diye duâ ediyor ve bu duayı tekrarlayıp duruyordu. (İbn Sa’d, III, 319)
{
Sâib b. Yezîd şöyle der:
Kıtlık senesinde Hz. Ömer’in üzerinde bir elbise gördüm, tam on altı tane yaması vardı… Şöyle dua ediyordu:
“Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i benim yüzümden helak etme!” (İbn Sa’d, III, 320)
{
Hz. Ömer (r.a), cenâze namazı kıldıktan sonra şöyle duâ ederdi:
“Allah’ım! Şu kulun dünyadan ayrılmış, dünyayı geride kalanlara bırakmıştır. O, Sana muhtaç, Sen ise ondan müstağnîsin. Dünyada iken, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in de Sen’in kulun ve rasûlün, olduğuna şehâdet ederdi. Ey Allah’ım! Onu affeyle, kusurlarını görmezden geliver ve onu Peygamber’ine kavuştur!” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 126)
{
Hz. Ömer (r.a), herhangi bir cenazeyi defnedip mezarını düzledikten sonra:
“Allah’ım! Âile efradını, malını ve akrabalarını Sana teslim etti. Günahları pek büyüktür. Onu affeyle!” derdi. (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 56)
{
Hz. Ömer son haccını yaptıktan sonrası Ebtah’ta küçük taşlardan bir yığın yaptı. Elbisesinin bir tarafını onun üzerine sererek yaslandı ve ellerini semâya kaldırıp:
“Allah’ım! Yaşım ilerledi, kuvvetim zayıfladı, tebaam çoğalarak her tarafa yayıldı. Sana karşı bir kusur işlemeden ve ihmalkârlığa düşmeden beni huzuruna al!” diyerek dua etti. (Muvatta’, Hudûd, 10; Hâkim, III, 98/4513)
Hz Alinin Duası
Hz. Ali şöyle dua ederdi; Allah'ım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, Hakkımda hayırlı olanları da gönlüme razı eyle...
Hazret-i Ali bu dua hakkında
"Bu duaya sımsıkı sarılın. Çünkü o Arş-ı a'zamın hazinelerinden bir hazinedir." buyurdu.
Bu duaya, euzü besmele çekip, Allahü tealaya hamdü sena edildikten sonra Resulüne salatü selam getirerek başlanmalıdır!
Babanın oğul yerine ve evladın da baba yerine cezalandırılmayacağı günde senden aman diliyorum. Ve doğrusu Allah'ın vaadi haktır. Zalimlere mazeretlerinin bir fayda sağlamayacağı, onların Allah'ın rahmetinden uzak ve kötü bir menzilde olacağı günde senden aman diliyorum.
Hiç kimsenin kimse üzerinde güç sahibi olamayacağı ve yetkinin yalnız Allah'a has olacağı günde senden aman diliyorum. İnsanın kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve evlatlarından kaçacağı ve herkesi meşgul edecek bir işle uğraşacağı günde senden aman diliyorum.
"Suçlu o günün azabından-kurtulmak için-eşini ve kardeşini, kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini vermek ister. Hayır-hiç bir zaman bu imkanı bulamayacak! O cehennem ateşi-, alevlenen bir ateştir. Deriler kavurur, soyar." Bu günde senden aman diliyorum.
Mevlam, ey mevlam, Sen mevlasın ben ise bir kulum, kula mevladan başka kim merhamet eder?
"Allahumme inni eteveccehu ileyke binebiyyike nebiyyir-rahmeti ve ehli beytihi ellezine ehtertehum ala ilmin ale'l-alemin. Allahumme fezellil li suutiha ve huzunetiha vekfini şerraha fe innekel kafil muafi vel ğalibul gahirul gadiru."
Allah'ım! Peygamberin ve onun ilim olarak alemlere üstün kıldığın Ehlibeytini aracı kılarak sana yöneliyorum. Allah'ım! (o) zorlukları ve engelleri benim için kolaylaştır ve onun kötülüğünden beni koru.
Hakikatte sen kulunu kifayet eden, belalardan rahatlığa götüren, herkese galip gelen, kötüleri kahreden ve her şeye güç yetirensin. Allah'ım! Sadece tertemiz bir kalple Allah'ın huzuruna çıkan hariç mal ve evlatların-insana hiç bir yararı olmadığı günde senden aman diliyorum. Zalimin-hasretle-ellerini ısıracağı ve "keşke ben Resulullah'a-itaat-yolunu-tutsaydım" diyeceği günde senden aman diliyorum. Günahkarların yüzlerinden tanınacağı, saçları ve ayaklarından tutulacağı günde senden aman diliyorum.
Mevlam, ey mevlam! Sen-varlığımın-sahibisin, ben ise sahip olunana sahip olandan başka kim merhamet eder?
"Allahümme inni es'elüke ya alimel hafiyye, ve ya men-is-semau bikudretihi mebniyye, ve ya men-il-erdu biizzetihi mudhıyye, ve ya men-iş-şemsü vel-kameru binuri celalihi müşrika ve mudıyye ve ya mukbilen ala külli nefsin mü'minetin zekiyye ve ya müsekkine ra'b-el-haifine ve ehl-et-takıyye, ya men havaicul-halki indehü makdıyye, ya men neca Yusüfe min rıkk-il-ubudiyye, ya men leyse lehü bevvabün yunadi vela sahibun yağşa ve la vezirun yu'ti ve la gayruhu rabbün yud'a ve la yezdadu ala kesretil-havaici illa keremen ve cüden ve sallallahu ala Muhammedin ve alihi ve a'tini süali inneke ala külli şey'in kadir."
Hz. Ali'den (a.s) kötülükleri uzaklaştırmak ve sıkıntıları gidermek için dua
Duanın başı ve sonu kabul olunca ortasının kabul olmaması düşünülemez.
"Hz. peygamber (s.a.a) şu duayı öğretti. Bana bir keder ve şiddetli bir sıkıntı geldiği zaman okumamı emretti;
"La ilahe illellah'ul-kerim'ul-azim. Subhanehu tebarekellahu rabb'ul-arş'ul-azim. Elhamdulillahi rabb'il-alemin."
Kerem sahibi ve büyük Allah'tan başka ibadet edilecek hiç bir ilah yoktur. Yüce Allah'ı tenzih ederim. Büyük Arşın rabbi olan Allah yüce ve çok bereket sahibidir. Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun.